Yaşlanmış ve yaşlanmanın tüm etkilerinin mevcut olduğu bir yüzde sıklıkla yüz germe ameliyatı ile başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Yüz germe ameliyatlarında temel olarak iki farklı unsur hedef alınır: bunlardan ilki yüz derisinin fazla kısmının çıkartılması ve bu sayede gergin bir cilde ulaşmaktır. Ancak yüzümüzde yaşlanan tek yer deri değildir. Derimizin altında mimik kaslarımızı saran sağlam bir kılıf mevcuttur. Bu kılıf da zaman içerisinde gerimini kaybederek gevşemeye başlar ve yüzün sarkmış görünümünün sorumlularından birisidir. Daha genç görünümlü bir yüz için bu tabakada da mutlaka gerim yapmak gerekmektedir.
Yüz bölgesinde yaşlanmanın etkilerinin başlaması ile yaşlılığın tam olarak oturması arasında yaklaşık birkaç on sene zaman geçmesi gerekmektedir. İşte yaşlanma etkilerinin başladığı orta yaş dönemlerinde yüz germe için henüz aday olmayan bireylerde yaşlanma etkilerinin giderilmesi ya da geri döndürülebilmesi için bireylere uygulanabilecek yöntemlerin başında Ultraskin adlı yöntem gelmektedir.
En yalın hatlarıyla, bir prob aracılığıyla istediğimiz derinliğe özelleşmiş ultrason dalgaları gönderebilir ve o bölgede bir etki bekleyebiliriz. Ultera adlı cihazın 3 farklı uygulama başlığı bulunmaktadır. Bunlardan 4.5 mm olan başlığı ile mimik kasları kılıfında sıkılaşma yapılabilmekte, 3 milimetrelik başlığı ile deri altı yağ ve bağ dokusunda sıkılaşma yapabilmekte ve 1.5 milimetrelik başlığı ile derideki ince çizgilerin azaltılmasına yardımcı olur. Bu yöntem ile yaşlanma etkilerinin başladığı yaş gruplarında önemli ve tatmin edici düzeyde yüz sıkılaşması yapılabilmektedir.